Buldan, Öcalan görüşmesini anlattı: 'Gittiğimizde çağrı metni zaten önündeydi'

DEM Parti İmralı Heyeti’nde yer alan Pervin Buldan, Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmelere ve çağrıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Jinnews'ten Rozerin Gültekin ve Elfazi Toral'ın sorularına yanıt veren Buldan, “Sayın Öcalan, Türkiye’nin geleceğinin ve Kürt halkın geleceğinin yeniden inşa etmenin zamanı geldiğini ifade etti” diye aktardı.

Öcalan ile yapılan görüşmelerde değinilen konuları aktaran Buldan şunları kaydetti:
“Yeni bir aşama yeni bir dönem. Özellikle farklı bir düşünceye sahip olan ve elinde iple Sayın Öcalan’ın idamını isteyen Devlet Bahçeli’nin çok farklı bir yerden meseleye yaklaşmasını çok kıymetli buluyor. Devlet Bahçeli’nin yapmış olduğu çağrıyı, sürece vermiş olduğu desteği çok kıymetli buluyor. Bizim yaptığımız görüşmeleri de kendisine aktardığımız zaman ‘Eğer Sayın Bahçeli değiştiyse Türkiye’de herkes değişebilir, dönüşebilir’ diyor.

Genel anlamıyla her üç görüşmede de çok yoğunca üzerinde durduğu şey artık savaşın bitmesi, Türkiye’nin demokratikleşmesi, Türkiye toplumun demokratikleşmeye olan inancı ve Sayın Öcalan’ın bu konuda bir kararlılık sahibi olduğunu göstermesiydi bizim edindiğimiz izlenim buydu. Kayyım meselesi başta olmak üzere, İstanbul Barosu’na yapılan operasyonun, tutuklamaların süreci sabote etmeye yönelik girişimler olduğunu ve bunların önüne geçilmesi gerektiğini, iktidarın, devletin bu tür müdahalelere izin vermemesi gerektiğini söylüyor. Sayın Öcalan, ‘Bu son bir şans. Bu fırsatı hepimizin iyi değerlendirmesi gerekiyor’ diyor. Sayın Öcalan, çatışma yerine demokrasinin, Türkiye’nin geleceğinin ve Kürt halkın geleceğinin yeniden inşa etmenin zamanı geldiğini ifade etti. Ağırlıklı olarak söylediği konular bunlar.”

'Metin hazırlarken birçok tartışma yapılmış belli'

27 Şubat’ta çağrı metni ile ilgili de konuşan Buldan, “Sayın Öcalan çağrıya dair daha önce bir hazırlık yapmıştı. Son gittiğimizde çağrı metni zaten önündeydi. Devletle mutabakat halinde olunan ama yetişmediği için çağrı metninde olmayan ve Sırrı Süreyya Önder’in de okumuş olduğu kısa bir paragraf var. Sayın Öcalan son görüşmede o çağrı metnini okudu. Sırrı beyin okuduğu bölümü kendisi de şifahen okudu. Bu çağrı metnini hazırlarken birçok tartışma yapılmış belli.  Devlet yetkilileriyle yapılan tartışmalar sonucunda bu metin hazırlanmış. Metinde insanlar istediği ya da isteyip de göremediği şeylere tanıklık etmiş olabilir ama Sayın Öcalan’ın özellikle o son paragrafta ifade ettiği gibi yasal çerçeve meselesi çok önemli” dedi. (Politika Servisi)